ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI
CEO Paco Underhill der ki; “Eğer mağazalara sadece birşey satın almaya ihtiyacımız olduğunda girseydik ve girdiğimizde de yalnızca almaya ihtiyacımız olan ve almayı planladığımız şeyi almakla kalsaydık, ekonomi çökerdi!’’
Satın almak ve sahip olmak; bazen temel yaşamsal ihtiyaçların karşılanmasında işlevsel bir araç olduğu gibi bazen de güç, güven, haz ve doyum elde etmek için ortaya çıkan bir davranış da olabilir. Özellikle son 10 yıl içinde büyük alışveriş merkezlerinin açılması, ürün satışı esnasında psikolojik öğelerin daha fazla kullanılması ve varoluşumuzu sahip olduklarımız üzerine kurmaya başlamamız tüketim çılgınlığını artırmaktadır. Son zamanlarda buna bir de pandemi süreci içinde evde ve internet başında daha fazla vakit geçirmemiz de eklenmiştir. Tüketim çılgınlığı bir takım sosyal ve psikolojik problemlerle birleştiğinde bağımlılığa giden yol da açılmaktadır.
Alışveriş bağımlılığını insanın ihtiyaçlarının ötesinde ve ekonomik yönden kendisini zora sokacak şekilde alışveriş yapması olarak tarif edebiliriz. Alışveriş bağımlılığı da, alkolizm ya da kumar bağımlılığı gibi tedavi edilmesi gereken ciddi bir bağımlılık türüdür. Alışveriş bağımlısı olan kişiyle, alışveriş yapmayı seven kişi arasında belirli farklılıklar vardır. Her ay dört ayakkabı alan kişiye alışveriş bağımlısı tanımı yapılamaz ama ayakkabılara karşı aşırı bir ilgisi olduğu söylenebilir. Bağımlı olan kişi ise arkadaşlarıyla vakit geçirmek ya da diğer sosyal aktiviteleriyle uğraşmak yerine alışveriş yapmayı tercih eder. Hatta bazen hiçbir zaman giymeyeceği bir ayakkabıyı yalnızca dolabına koymak için satın alır Bir kişi ortalama dört ile altı saat arası alışveriş yapabilirken, bağımlı sabah saat 10'dan akşam 19'a kadar bunu gerçekleştirebilir.
Alışveriş bağımlılarının belli bir bütçeye sahip olması gerekli değildir. Gerekirse borç alıp alışverişe çıkarlar. Alışveriş bağımlısı, açılmamış paketler evde dururken, tekrar alışverişe çıkabilir; onun için alınanların çeşidi hiç önemli değildir, önemli olan bir anda çılgınca satın almaktır.
Alışveriş bağımlılığının en büyük özelliklerinden birisi de kişinin bir anda karar verip önceden hiç aklında olmayan eşyaları almasıdır. Kişi ağırlıklı olarak kızgın, üzgün ya da kaygılı hissettiğinde alışveriş yapma ihtiyacı ve arzusu sergiler; alışveriş sırasında keyif, zevk ve coşku; alışverişin kısa süre sonrasında da geçici bir rahatlık, haz ve doyum hissederken; uzun vadede suçluluk, utanç ve sıkıntı hisleri belirginleşmeye başlar. Bir süre sonra, harcanan paranın miktarının ve yapılan alışverişin başlı başına kişinin hayatı için bir problem yaratmaya başlaması ile durum patolojik bir kısırdöngü haline gelir. Kişi, hayatındaki insanlarla ve yakınlarıyla para ve harcamalar konusunda tartışmalar ve çatışmalar yaşamaya başlar. Alışverişin tutarı ve alınanların miktarı konusunda yakın çevresine yalanlar söylemeye başlar; yanında kredi kartları olmadan kendini “eksik’’, “yarım’’ hatta “kaybolmuş’’ gibi hisseder.
Yapılan araştırmalar bu tür bağımlılığın cinsiyet gözetmediğini ancak kadınlarda nispeten daha yoğun gözlendiğini; özellikle 17-35 yaş arasında daha yoğun görüldüğünü göstermektedir. Uzmanlar, çocuklarıyla sağlıklı ve doyurucu ilişki kuramayan sosyoekonomik düzeyi yüksek anne babaların bu eksikliği, onlara birşeyler satın alarak tamamlamaya çalıştıklarını, bunun da çocuklarda gelecekte alışveriş hastalığının ortaya çıkmasına neden olduğunu belirtmektedir.
Bu konuda yaşadığınız problemler varsa; hayatınızı ele geçirmeden bir uzmana başvurmak en doğrusudur. Birimimiz size bu konuda destek vermektedir.
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ
© 2019 Balıkesir Emniyet Müdürlüğü